Alpine Show Car Alpine Vision’u gözler önüne seriyor. Zarafet, çeviklik ve özgünlüğü bünyesinde barındıran bu merkez motorlu, iki koltuklu coupé otomobil her bakımdan gerçek bir Alpine. Alpine Vision, yıl bitmeden gün yüzüne çıkacak olan asfalt spor otomobilinin stil ve performansı hakkında şimdiden fikir veriyor. Dieppe, Fransa’da üretilen otomobil 2017’den itibaren önce Avrupa’da, ardından da tüm dünyada satışa sunuluyor olacak.
Alpine, Monte-Carlo Rallisi’nin geçildiği yolları, en çok ses getiren sportif başarılarının elde edildiği meşhur ve virajlı Col de Turini’yi yeniden doğuşun vücut bulmasında esin kaynağı oldu.
Alpine, premium spor otomobil pazarında yer bulmak için geri döndü. Bu otomobil hem meraklılarına hem de estetiğe önem verenlere heyecan verici bir deneyim yaşatacak.
Alpine Vision: ilhamını manzaradan alan bir gösteri otomobili
Köklerine geri dönüş yapan Alpine, bunu kutlamak amacıyla güney Fransa Alplerinde gerçekleştirilen Rallye Monte-Carlo’nun yolarını tercih etti. Markaya ismini veren bu dağla Alpine Vision show-car stilini de doğal olarak etkiledi. Alpine sahibi olma ve kullanma zevki, markanın tüm temel noktaları kapsıyor olmasından kaynaklanıyor. Alpine Vision kapsamlı, modern bir paket sayesinde beklenen tüm teknolojik özellikleri bünyesinde barındıran merkezin motorlu, iki koltuklu bir sportif coupé otomobil. Aracın tasarımı, sürücülerin Alpine logolu bir spor otomobilin direksiyonuna geçtiklerinde ne umabilecekleri hakkında fikir veriyor:
Büyüleyici performans: 4,5 saniyeden kısa sürede 0-100 km/s hızlanm
Alpine Vision’ın tasarımı sağlam karaktere sahip bir otomobile sahip olma ve kullanma arzusunu uyandırıyor. Aracın direksiyonundaki hassasiyet, onun çevikliği ve şasisinin canlılığı insana heyecan veren bir otomobilin ortaya çıkması için bir araya geldi. Zevk ve keyif unsurları her hızda oldukça yoğun yaşanıyor.
Böylesi bir otomobil tabii ki yüksek performans potansiyeline gereken gücü verme kapasitesine sahip olmalıdır. Ve bu açıdan Alpine Vision beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Araç, 4,5 saniyeden kısa sürede 0-100 km/s hızlanmasını gerçekleştiriyor. Sahip olduğu bu efsanevi hızlanma son derece etkileyici olup, gelecek asfalt modeli için konan hedefi karşılıyor.
Dört silindirli turbo şarjlı motoru davetkâr bir hırıltıyla gücü açığa çıkarırken, Alpine Vision’ın hafif ağırlığı sayesinde enerjinin her kW’si ve torkun her Nm’si performansa dönüşüyor. Tüm bu zevk ve performans ise güçlü frenlerle tamamlanıyor.
Alpine Vision; sürücü, sahip olduğu otomobil ve çevresi arasında sıkı bir ilişki kuruyor. Bu üç ayaklı ilişkinin doğrudan ve yoğun yapısı ile Alpine kullanmanın keyfi ortaya çıkıyor.
“Alpine Vision sportif yelpazenin her özelliğini bünyesinde barındırıyor. Fransız spor otomobilleri ile özdeşleşmiş geleneksel özellikleri sürücülerine sunuyor. Bu araç baştan çıkarıcı ve duygu dolu bir deneyim yaşatıyor; özellikle de eşsiz bir stil ve kişilik ile virajlı yollarda. Ancak bizler başka bir özelliği de bu araca kattık: zarafet. Söz konusu özellik Alpine Vision’ın tasarımında, malzemelerinde ve araç içi ambiyansında açıkça göze çarpıyor.”
Alpine: bir efsanenin yeniden doğuşu
“1955 yılında Jean Rédélé’nin kurduğu bir marka olan Alpine’in yeni nesil modelinin lansmanı, önemli bir duygu yükü ve sorumluluk içeriyor. Emeği geçen bütün ekipler için bu heyecan verici proje eşsiz bir fırsat ve gerçek bir macera demek. Alpine adı, performans ve en saf anlamıyla sürüş keyfini simgeliyor.”
Mavi renk Alpine ile en çok özdeşleştirilen renk iken, beyaz da tarihinde pek çok önemli hatıraya sahip.
Bir dizi Alpine beyaz renk ile zaferler kazandı. Özellikle ‘Olympic’ A110 Berlinette’ler beyaz gövdeleri üzerinde mavi veya kırmızı şeritler taşıyordu. Söz konusu model 1968’de satışa çıktı ve Fransız kayakçı Jean-Claude Killy’nin Grenoble, Fransa’daki Kış Olimpiyat Oyunları’nda elde ettiği üç altın madalya böylelikle kutlanmış oldu. Bununla birlikte 1970 Paris Otomobil Fuarında gözler önüne serilen A110 1300G de vardı. N°4 A110 1600S ise İtalya’daki Rallye Sanremo’yu 1971 yılında kazandı.