Bu seferki, fuarda eskilere nazaran güzel ve olumlu gelişmeler vardı. Dikkatimi çeken en büyük özellik; önceki fuar alanlarından daha derli toplu olmasıydı.
Fuar için seçilen TÜYAP’ın yeri daha uzak olmasına rağmen ulaşımı daha kolaydı. Özellikle metrobüsün son durağının fuar alanının çok çok yakınında olması, çok büyük bir artı getirmişti fuara.
Katılımcı firmaların daha organize olarak yerleşimleri, sunulan hizmetler; hem katılımcıları hem de ziyaretçilere daha olumlu geldi sanırım. Zira, fuarda standı olmayan gazeteciler bile, yurt dışındaki gibi dizayn edilen basın odasındaki hizmetlerden yararlanabildiler.
Kendi adıma, son fuar daha önceki fuarlardan hem daha keyifli oldu, hem de kendimi daha rahat ve değerli hissettirdi. Çünkü, önceki fuar organizasyonlarında basın mensubu olarak daha az ilgileniliyordu. Çalışma alanı daha rahat ve son derece modern dizayn edilmişti. Otoparkın fiyatının uygunluğu, ulaşım rahatlığı, salonların organize dağıtımı çok güzeldi.
Fuarın göze çarpanlarına gelince; bazı firmalar yine her zamanki gibi; basın veya açılış gününde bayilerini ve özel müşterilerine randevu verince; işin adı sadece basın günü diye kaldı. Ne de olsa Türk zihniyeti işte. Yapacak bir şey yok.
Hemen hemen tüm katılımcıların; Avrupa veya Dünya müdürleri de açılışa katıldı. Hal böyle olunca da, yine basın günüde basın mensuplarıyla ilgilenen olmadı. Zira firmaların PR’cıları; üst düzey müdürlere hizmette kusur etmediler. Eee tabi ki, PR’cı dediğin üst yönetime yakın olmalı. Hele PR firmaları ise, en büyük şirketlerden daha büyük gibilerdi. Sanki otomobil firmasının sahibi onlardı. Neyse dedim ya, Türk zihniyeti. Ama bekledikleri büyük gazetelerin büyük temsilcileri de gelmeyince bozulup, daha küçük gazeteciler ve dergicilerle idare ettiler artık.
Marka bazındaki tüm yeni modelleri; fuardan bir gün önce yayınlanan dergimizde anlatmıştık. Fuardan hiç görüntü vermeden; fuar öncesi haberlerini verdik. Bu sayıya ise, sadece dikkat çeken konular kaldı.
Fuar’da basın toplantısı düzenlemenin mantığını da anlamış değilim. Zira o basın toplantısında, ne konuşanın anlattıklarına odaklanabiliyorsunuz, ne de bir bilgiyi detaylı olarak öğrenebiliyorsunuz. Sadece yapılan” bak bizim müdür de geldi konuşuyor, ama karşısında kalabalık olun”.
Ama aklı başında olan firmalar ( yada daha düzgün deyimler PR bölümleri tarafından düzgün yönlendirilen firmalara), fuardan birkaç gün önce “yurtdışından gelen müdür”ü ile toplantısını organize edip; istenilen konuda bilgi paylaşımında bulundu zaten.
Bir başka dikkat çeken konu ise, bu sene sıcak satışın gösterdiği artış oldu. Bir çok marka, daha önceki fuar organizasyonlarında satmadıkları kadar sıcak satış yaptılar. Hatta bir marka, fuar standında sergiledikleri araçları bile sattı.
Neyse, fuarda zaten kızlar ve otomobiller çok güzeldi.
Bu seferki fuarda ise, show’lar daha önceki fuarlara göre daha azdı. Bir tek KIA, dünyaca ünlü bir mankeni getirmiş. İrina Shayk ise, sadece aracın üzerini açarak, Bora Koçak’la fotoğraf çektirdi. Mazda’nın standında ise, keman resitali dikkat çekti. Skoda’nın standını, Fatih Terim ve Galatasaray’ın üst yönetimi ziyaret etti. BMW’nin ve yerli bir markanın yeni elektrikli otomobilleri de çok ilgi çekti. Hyunda’nin yeni İ-noq concept ve yeni İ serisi, Honda’nın yeni Civic serisi, Fiat’taki Freemont ve yeni C500, Citroen’deki C-Elyyse, Alfa Romeo ve Volkswagen’in yeni Golf serisi de diğer dikkat çekenlerdi. Nissan JUKE’un yeni yarış versiyonu ile facebook versiyonu da çok ilgi çekenler arasındaydı.
Citroen’in concept aracı ile çok pahallı olan Lamborghini, Maseratti, Ferrari, Mercedes ve BMW ise, herkesin görmeden gitmediği standlar oldu.
Diğer dikkat çeken bir standa da, “Dr” markalı İtalyan araçlarının olduğu standdı.
Başladığım gibi bitireyim yazımı; iyisiyle kötüsüyle bir fuarı daha ardımızda bıraktık. İki sene sonra yine yeniliklerle bir arada olacağız umarım.
Babür