Hepimizin ortak sıkıntısıdır, arabamızı park edecek yer bulmak. Hem de İstanbul gibi şehirde olanlar, bu sorunu her gün yaşarlar. Yer bulmanız ayrı bir dert, arabayı park etmeniz ayrı bir derttir. Araba park etme işi, tecrübeyle alakalıdır, kimse anasının karnından bunu öğrenerek doğmamıştır.
Kadınların park etme sorunu vardır doğrudur da sanki erkeklerin yok mudur? İki hamlede girilecek yere dokuz manevrayla park eden erkeğe ne demelidir? Kadınınki göze batar tabi ki yine de her sabah kadınların trafikteki şirretliklerine tanık olduğum için bu tarzdaki bütün kadınlara nefretimi sunmak içimdeki kini kusmak istiyorum, kendinden beter şirretlerle karşılaşmalarını diliyorum.
Sırf park sorunu yaşamasın diye, arabasını ilk gördüğü otoparka (3 km ötede de olabilir) bırakıp, kalan yolu yürüyen arkadaşlarım var benim.
Erkeklerden farklı olarak aynı anda bir sürü detayı düşünüp konsantre olan ve ihtimalleri hesaplayıp gardını ona göre alan kadın, nasıl olur da araba park ederken de bir sürü değişkeni hesaplayıp, sonuca ulaşamaz. Aynalara bakmak, vitesi değiştirmek, gaza basmak, mesafeyi hesaplamak, manevra yapmak, direksiyonu döndürmek, geri gelmek.
Park edemeyen adam da kadın da şoför değildir, sürücü olamamış sadece ehliyet almış insandır. Kaç yıldır araba kullandığı da mühim değildir. Alış veriş merkezlerinde iki çizginin arasına giremez, boş diye ortaya bırakır arabasını, hiç yanına başka bir araç park edeceğini akıl etmez, başkasının hakkına saygısızlık yaptığını bilmez. Daha geçen sabah, çalıştığım şirketin otoparkında, üç araçlık yere park ederek otoparkı kapatmaya çalışan yeni yetme bir bayan sürücü vardı. Hayır, çok zorlanıyorsan biraz daha kredi çek de kendi kendini park edebilen sensorlu bir araç al ya da ucuzundan bir sensor taktır diyecektim, zor tuttum kendimi.
Park sorununu kökünden çözmüş, tek kadın tanırım hayatımda. O da apartman komşum, isminin baş harfi H… teyzedir. H Teyze, 55 – 60 yaşlarında, yaklaşık yüz kilo ağırlığında, hatchback tarzı, ufak motorlu, az yakıt tüketimli küçük şehir otomobillerinden kullanan bir bayandır. H Teyze’yi, arabasını evin önündeki iki araç arasına park ederken izlemek çok eğlencelidir. Öncelikle, sağ veya sol kaldırım hiç fark etmez, kendine mümkünse balkonunun altına denk gelecek şekilde uygun bir boşluk seçer. Arabasını ileri alır ve sonra başlar geri geri gelmeye…Arka arabaya hafifçe dokunur, yer açar, öndeki arabaya da hafifçe dokundu mu tamamdır. Üç dört manevra ve bir iki ufak dokunuşla arabasını güzelce park eder…
Benim de kendimce geliştirdiğim park yöntemlerim var tabiî ki…En kolay park şekli, iki araç arasındaki boşluğa paralel şekilde yarım araç boyundan biraz ileri giderek veya öndeki aracın arka kapısına kadar ilerleyerek park etmektir. Geri vitese takıp direksiyonu hareket ettirerek tam sağ sonra tam sol yaparak uygun manevralarla arabanızı kolaylıkla park edebilirsiniz. En iyi yöntem aracın arkasından park etmeye başlamaktır, yorulmak mı istemiyorsunuz. O zaman etrafta yardım sever bir centilmen bulacaksınızJ Dikkat edin aman arabanızı da alıp gitmesin…
Sevgiler…
Ebru Pekel