PR FİRMALARININ ÖNEMİ.
Merhaba,
PR firmalarını, basına destek duyan firmalara yardımcı olmak amacıyla, firmanın üzerinden basınla ilgilenme işini almak için kurulmuş firmalar diye öğrendim.
PR işi ile ilk tanışmam 90’lı yılların başına denk gelir. Basınla ilgilenen ilk firmalar, Betül Mardin’in İMAJ’ı, Ergüder Tırnova, Alaaddin Asna A ve Z, Bengü Bilik’in BEZE’si Meral Saçkan, Ceyda Aydede, Feride Edige, Ayşe Azizoğlu gibi isimlerin yönetimindeydi.
Bu işi, işine hakim, ilişkileri güçlü isimlerden öğrendim.
Ben hep basın tarafında oldum, onlar ise hep benimle, firmaların arasını bulan şirketler oldu.
Eskiden PR firmaları sadece bu işle ilgilenir ve çalıştığı firmanın basınla arasındaki işleri organize eder, gerektiğinde çalıştıkları firmanın haberlerini, reklam bütçesini kullanmadan haberlerini yayınlatırlardı.
Eskiden PR firmaları, çalıştıkları firmaların basınla arasında olan problemleri çözmek için uğraşırlardı.
Eskiden PR firmaları, temsil yetkisini aldıkları firmaların basınla olan ilişkilerini düzene sokar ve basınla ilgili işlerini organize ederdi.
Eskiden PR firmaları, yeni ürünleri basın mensuplarına denettirip onların fikirlerinin doğru ve düzgün biçimde yayınlanmasını sağlarlardı.
Eskiden PR firmaları çalışanları kişisel ilişkilerini, profesyonel yaşamlarına yansıtmazlardı.
Dedim ya bu saydıklarım eskiden benim gördüklerim ve yaşadıklarımdı.
Ama şimdi bu iş biraz değişikliğe uğradı.
Nedenini bilemiyorum?
Şimdilerde birçok PR firması, kendisini temsil ettikleri ana firma yerine koyup, radikal kararlar alıp, basın mensuplarına karşı tavır aldırmaya zorluyorlar.
Örnek vermeyeceğim ama o kadar çoğaldı ki, bu konuya dikkat çekmek istedim.
Herkesin bir işi var. Herkes kendi işini layıkıyla yapmaya çalışıyor.
Samimiyet ile profesyonel yaşam birbirine karışmamalı diye düşünüyorum.
Bir gazeteciyle ahbap olan bir PR firması çalışanı; diğer basın mensuplarını bırakıp o arkadaşı ile iş yapmaya kalkışınca ortalık karışıveriyor.
Ya da, firmanın taleplerini hiçe sayarak, kendi kafasına göre iş yapmaya kalkışınca, firma ile basın mensubunun arası bile açılabiliyor.
İşte bu yazıyı yazmamın ana sebebi bu. Son dönemde PR firmaları bunu çok sık yapmaya başladı. Nerdeyse mecrada yayınlanacak habere bile onlar karar vermek üzereler.
Ama bundan ne firmanın haberi oluyor ne de basın mensubunun.
Bunu yaratan başarılı PR firması.
Bence başarılı PR firması herkese eşit mesafede olup, öyle davranan firma olmalı.
Medyanın ne siyasi görüşü, ne dini görüşü, ne tirajı, ne tıklanma oranı ne de, basın mensubunun kişisel durumu önemli olmamalı. Şu unutulmamalı ki, o firma çalışanı basın mensubu ile arkadaş değil; SADECE PROFESYONEL BİRLİKTELİKTE.
Çünkü, arkadaşlık kavramında karşılıklı çıkar OLAMAZ.
Çünkü arkadaşlık kavramında, o benim dediğimi yapsın bende ona hediye yollayayım olmaz.
Çünkü arkadaşlık kavramında gazeteci yerine karar verilmez.
Çünkü arkadaşlık kavramında habere PR firması karar vermez
Ya da, hep bir taraf özveride bulunursa, bu da arkadaşlık olmaz.
Bir dönem çok samimi olduğu arkadaşını ya da basın organını arası açılınca kötülememeli.
PR firması işini yapmalı. Aynı şekilde basın da kendi işini yapmalı. Hatta PR firmaları, her iki tarafa da yardımcı olmalı.
Hem de, ayrım gözetmeksizin.
Ya da, en basitinden kendini müşterisi oldukları firma yerine koymadan.
Maalesef bu ara gördüğüm bazı hareketler yüzünden bunları yazmak istedim. Çünkü bazı firmalar kendilerini çok yükseğe konumlandırıp, ekmek yedikleri sektörü hiçe saymaya başladılar.
Ya da bu genellemeden biraz uzaklaşıp, varlık sebeplerini anlamamazlıktan gelmeye başladılar diyelim.
O yüzden yazımın sonunda bir tek şey söyleyeceğim.
Düşmez Kalkmaz Bir Allah.
Sevgilerimle
Babür